Dikkat eksikliği ve hiperaktivite, çocukluk döneminde en çok teşhis edilen davranış bozukluğudur. Okul çocuklarında, 50 kişilik sınıfta ortalama 1-3 öğrenci bu problemden etkilenmektedir. Erkeklerde 5 kat fazla görülür.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun belirtileri nelerdir?

Temel belirtileri çocuğun gelişim seviyesine uygun olmayan aşırı hareketlilik, dikkat süresi ve çelinmesinde sorunlar, düşünmeden-dürtüsel hareket etme davranışlarıdır. Tüm çocuklarda bütün belirtilerin olması gerekmez. Problemin dağılımı, her çocukta farklı oranlarda olabilir. Hiperaktivite olmadan, sessiz, çekingen, kendi halinde, yavaş ve dalgın çocuklara “Dikkat eksikliği bozukluğu” tanısı konulabilir.

Hiperaktivite bozukluğu neden olur?

Hiperaktivite bozukluğunun neden kaynaklandığı henüz ortaya çıkarılamamıştır. Ancak soya çekim, hamilelik, doğum ve erken bebeklikte gelişimi etkileyen her tür olumsuz etkenin beynin gelişiminde sorunlara yol açtığı bilinmektedir.

Nasıl teşhis edilir?

Teşhis için özgül bir test veya tahlil ne yazık ki yoktur. Tanı, aileden alınan öyküde bebeklikten bu yana belirtilerin incelenmesi, çocuğun bugününün gözlenmesi ve okul ile öğretmenlerden alınan bilgiler doğrultusunda yardımcı psikometrik testlerle konur. Ayırıcı tanıda tiroid testleri, EEG, kan incelemesi veya nörolojik inceleme bazen gereklidir.

Hiperaktiviteyle birlikte hangi sorunlar ortaya çıkabilir?

Hiperaktivite ve dikkat eksikliği bozukluğu tek başına bulunmayabilir. Beraberinde özgün öğrenme sorunları (harfleri eksik okuma yazma, eldeyi unutma, toplama işareti yaptığı halde çıkartma yapma), incemotor gelişiminde gecikmeler (yazı yazarken yorulma, ince işlerde beceriksizlik, ayakkabı bağlama, çorap giyme, düğmelemede güçlükler), duygu-durum sorunları (tutturma, çabuk ağlama, doyumsuzluk, çok gülme, memnuniyetsizlik), davranım sorunları (agresif davranma, küfür etme, gerçeği söylememe, vurma, eşyalara zarar verme, otoriteyle sorunlar yaşama), anksiyete bozuklukları (anneden ayrılma güçlüğü, sınav kaygısı, başarısız olma korkusu, takıntılar, saplantılar), sosyal ilişkilerde zorluklar (utangaçlık, özgüven eksikliği, göze bakma kısıtlılığı, destursuzluk) bulunabilir.

Tedavi yöntemleri nelerdir?

Tedavisi için uzman, aile ve okul arasında işbirliğine ihtiyaç vardır. Her çocuk için yaşam alanı, öncelikler ve ailenin imkanları doğrultusunda tedavi planlanır. Çocuğu incitmeden güçlükleri hakkında bilgi vermek, tedavide onay ve desteğini sağlamak önceliklidir. Davranışçı yöntemlerde, ilaç ve eğitim birbirine paralel olarak uygulanır. Her çocukta ilaç kullanmak şart değildir. Gerekli vakalarda aileler ilaç kullanımı konusunda suçluluk ve kararsızlık gösterdiklerinden; bu durum bazen tedavinin gecikmesine, sorunların büyümesine, çocuğun yaralanması veya etrafın etkilenmesine neden olmaktadır. İlaçlar doktor kontrolünde kullanıldığından kesinlikle ciddi bir yan etkiye ve bağımlılığa neden olmaz. Ne kadar erken değerlendirilip üzerinde durulursa akademik güçlükler, hırçınlık, mutsuzluk gibi ikincil problemlerin gelişmesi o kadar engellenebilir. Toplum ve okul hayatındaki yanlış bilgiler nedeniyle, çocukların bu tanı ile dışlanmasına yönelik korkular erken değerlendirmelere engel olmaktadır. Gün geçtikçe okullarda ve toplumda, bu güçlüğü yaşayan çocuklar artık doğru tanınmakta; “yaratıcı, enerjik, çabuk karar veren, pratik, hazırcevap coşkulu” yönlerini öne çıkaracak şekilde aramızda, kendine güvenen, kendileri ve çevreyle barışık, üretken bireyler olmaları kapısı aralanmaktadır.

Çocuğunuzla ilgili bu endişeleri taşıyorsanız…

-Çok hareketli, düz duvara tırmanıyor, rafları basamak yaptı.
-Sürekli gözüm üstünde, her an bir vukuat çıkarıyor.
-Çok konuşuyor, iki çift laf ettirmiyor, sesini ayarlayamıyor.
-Eli-ayağı, kaşı-gözü hep oynuyor.
-Gözü kara, tehlikelerden kendini korumuyor.
-Aceleci, sırasını beklemez, hemen olsun ister.
-Çabuk öfkeleniyor, sonra üzülüyor.
-Haklıyken hep haksız konuma düşüyor.
-Maymun iştahlı, her seste dikkati dağılıyor.
-Hareketli değil ama hayal aleminde gibi.
-Öğretmen, “Çok zeki ama yapamıyor” diyor.
-Komşuya gidemez, topluma çıkamaz oldum.
-Başa çıkamıyorum, benim psikolojim bozuldu diyorsanız, çocuğunuzda dikkat eksikliği veya hiperaktivite bozukluğu olabilir.