Aşırı eleştirel olmak, yüksek beklentilere girmek, mükemmeliyetçilik ve onun bağımsızlığını engelleyecek şekilde korumacı davranışlar, çocuğunuzun özgüven eksikliği ile büyümesine neden olabiliyor.

Çocuğunuz evde sizinle çok iyi iletişim kuruyor olabilir. Hatta o kadar hareketli ve konuşkandır ki bazen “Of, biraz sussa keşke” dediğiniz bile oluyordur. Fakat bu durum okulda, arkadaşlarının yanında ya da yabancıların yanında tamamen değişiyorsa, sürekli çekingen davranıyorsa özgüven ile ilgili bir sorun yaşıyor olabilir.

Çocuklarda özgüven eksikliği çok sık görülen bir durum mu?

Özgüvenin gelişiminde özellikle çocukluk döneminin ilk yıllarında (3-4 yaş) ana-baba tutumları, yetiştirme biçimi, bireyin kendisi hakkındaki duygularının oluşumunda ve özgüvenin derecesinde son derece önemli. Daha sonra arkadaş ve sosyal çevreden aldığı tepkiler de önemli bir rol oynuyor. Çocuk çevresinden aldığı tepkiler doğrultusunda kendine ilişkin olumlu ya da olumsuz bir benlik algısı ediniyor. Aile içinde sevildiğini, değerli bulunduğunu hisseden bir çocuk, çevreden gelecek olumsuz tepkilerden pek fazla etkilenmeyecek, etkilense bile çok kısa sürede bunu atlatacaktır.

Bu sorun nelerden kaynaklanır?

Ebeveynlerden biri ya da her ikisi, aşırı derecede eleştirel ve yüksek beklentili, mükemmeliyetçi ise ya da aşırı korumacı ve bağımsızlığı engelleyiciyse, çocuğun kendine ilişkin duygu ve yargısı; yeteneksiz, yetersiz ve değersiz olduğu oluyor. Ebeveynler, aşırı korumacı tavırlarıyla çocuklarını koruduklarını, onlara iyilik ettiklerini düşünüyorlar. Çocuğunu aşırı sevgi ve ilgiye boğan, zorluk yaşamasın diye her şeyi kendisi yapan ve fazlaca kontrol eden ebeveyn tutumu; sorumluluk alamayan, anne-babaya bağımlı, problem çözme becerisi, özetle özgüveni gelişmemiş çocuklar oluşturuyor. Oysa ebeveynler, çocuğun girişimlerini destekler, gelişimini alkışlar, hata yaptığında doğrusunu bulmasına yardımcı olur, onu bu haliyle sevmeye ve kabullenmeye devam ederlerse çocuk da kendini kabul etmeyi, sevmeyi ve kendine güvenmeyi öğrenir.

Özellikle belirli bir ortamda, örneğin okul ya da arkadaş ortamında konuşmayan çocuklarda özgüven eksikliğinden şüphelenmek gerekir mi?

Çocuklar, arkadaş veya sosyal çevre içinde bazen haksızlık ve istismara maruz kalabilirler. Bundan ne yönde ve ne derece etkilenecekleri aileden aldıkları temel güven duygusunun yeterliliğiyle doğru orantılıdır.

Okula ve öğretmene nasıl görevler düşüyor?

Öğretmen tarafsız bir gözlem yeteneğine sahip olmalı. Sadece ders performansına göre değil, özel yeteneklerinde ya da küçük bile olsa yaptığı güzel ve doğru davranışları için öğrencilerini övmeli.

Özgüven eksikliği tedavisinde hangi terapiler kullanılıyor?

Öncelikle, aileler çocuklarında özgüven eksikliği hissettiğinde, bir çocuk psikoloğuna başvurmaları oldukça önemli. Psikolog tarafından çocuğa psikolojik testler ve aileye birtakım ölçekler uygulanmalı. Temelinde özgüven eksikliğinin sebebi tespit edildiğinde, terapi süreci başlıyor. Bu süreçte aile ile birlikte destekleyici terapi yöntemi ile çalışmak çok önemli. Destekçi terapi yöntemi ile birlikte çocuk ve ergenler için olan bilişsel davranışçı terapi uygulanabiliyor. Bilişsel davranışçı terapide düşünceleri ayırt etmeye, anlamaya, değiştirmeye ve davranışları tekrar şekillendirmeye odaklanılıyor. Terapinin sonuç verme süreci bireye göre 12-16 hafta arasında değişiyor.

Özgüven eksikliği belirtileri neler?
• Anne ve babaya bağımlı olmak
• Utangaçlık ve içine kapanıklık
• Yeni aktivitelere girmekte isteksiz olmak
• Başka çocuklarla kaynaşmakta sıkıntı çekmek
• Yeni durumlarla karşılaştığında ürkek davranmak, uyum sağlayamamak
• Davranışlarının olumlu biçimde düzeltilmesinden bile hemen incinmek, rahatsız olmak
• Kendini aşağı görme alışkanlığı edinmek
• Dönemsel ve olağan çocukluk korkuları dışında yoğun korku duymak
• Bireysel kimliği ve otonomisi gelişmemiş çocuklar, hakkını koruyamaz ve kendini savunamaz
• Bağımlı olmasına rağmen ebeveynlerinden çekinip, korkmak
• Davranışlarının tutuk olması
• Sık sık okuldan kaçmak

Neler yapabilirsiniz?

• Evdeki herkesin birbirine güvendiği bir ortam oluşturulmalı. Güvenli bir ortamda yetişen çocuk, duygu ve düşüncesini, sevgisini, başarı ya da başarısızlığını, hayal kırıklıklarını aile fertleriyle rahatça paylaşabiliyor. Bu onun özgüveninin gelişmesini sağlar.

• Onunla ilgili duygularınızda açık olmalısınız. Sevginizin onun başarı ya da başarısızlığına bağlı olmadığını, varlığının sizin için ne derece önemli olduğunu ve ne olursa olsun onu daima seveceğinizi ona hissettirmelisiniz.

• Çocuğunuzun gerçek kapasitesinin farkında olmalısınız. Zayıf yanlarını görmezlikten gelmeyin, dürüst olun ancak onları eleştirirken tüm kişiliğine yaymayın. Çocuk kendindeki eksiklik ve kusurların farkında olmalı, kabullenmeli. Bunun yanı sıra güçlü olduğu yönleriyle de gurur duyabilmeli.

• Davranışlarınızla ona model olmalısınız. Onda görmek istemediğiniz davranışları ona ya da başkalarına karşı göstermemelisiniz. Çocuklar size ya da diğerlerine sizin ona davrandığınız gibi davranacaktır. Çocuğunuzun yanlışlarını, onu suçlamadan ve onun tüm kişiliğini eleştirmeden tartışmalısınız. Çocuğunuza sorumluluklar vermelisiniz. Kendisine güvenilip sorumluluk verilen çocuk, kendini yararlı ve önemli hisseder.