Sağlıklı bir yaşam sürmek için beden sağlığını korumak gerektiğini hepimiz biliyoruz. Aynı şekilde ruh sağlığını korumak ve geliştirmek için de çaba göstermek gerekiyor. İşte ruh sağlığını korumak için öneriler…

İçinde ‘sağlık’ sözcüğü geçmesine rağmen nedense ruh sağlığı dendiğinde akla hemen hastalıklar geliyor. Belki de bu, sağlığımızı ancak yitirdiğimizde önemsemeye başlamamızla ilgili bir durumdur.

Dünya Sağlık Örgütü, ruh sağlığını ”Her bireyin kendi potansiyelini gerçekleştirdiği, yaşamın gündelik stresleriyle baş edebildiği, üretken bir biçimde çalışabildiği ve içinde yaşadığı topluma katkıda bulunabildiği bir iyilik hali” olarak tanımlıyor. Yani aslında sağlıklı olmak dendiğinde hasta olmamaktan fazlası kast ediliyor.

Ruh sağlığınızı korumak ve geliştirmek için yapabileceğimiz şeyler var:

Öncelikle vücudunuza iyi bakın!

Sigara içiyorsanız, fazla alkol tüketiyorsanız, gece geç saatlere kadar dışarıda olduğunuzdan uykunuzu yeterince alamıyorsanız, öğün atlayarak veya sağlıksız hazır yiyeceklerle besleniyorsanız… kötü alışkanlıklarınız var demektir.

Bedeninize zarar veren bu tür yaşam seçimleri, ruh sağlığınızı da olumsuz yönde etkiler. Bunlar doğrudan etkiler olabileceği gibi, ilişkilerinizdeki ve genel duygu durumunuzdaki bozulmalar gibi dolaylı etkiler de olabilir.

Ruhsal açıdan sağlıklı olmanın ilk koşulu, sağlıklı bir bedene sahip olmaktır. Bu nedenle, her şeyden önce, beden sağlığınızı olumsuz etkileyen alışkanlıklarınızı değiştirerek işe başlayabilirsiniz. Kötü alışkanlıklarınızdan kurtulun, düzenli spor yapmaya başlayın ve uykunuzu almaya ekstra özen gösterin.

Kendinize zaman ayırın!

Modern yaşamın keşmekeşinde sevdiklerimize bile zor zaman ayırdığımızdan yalnız vakit geçirmek artık iyiden iyiye bir lüks haline geldi.
Oysa hepimizin bazen tek başımıza kalmaya ihtiyacı var. Bu ihtiyacınızı hayatınızda bir öncelik haline getirir ve her hafta belli bir süreyi kendinize ayırırsanız, ruh sağlığınız üzerindeki olumlu etkilerini hemen fark edeceksiniz. Örneğin, bulmaca çözmek, kitap okumak veya film izlemek gibi tek başınıza gerçekleştirmekten hoşlanacağınız hobileriniz varsa, bunlara düzenli zaman ayırmaya çalışın.

Gönüllü olun!

Yardım faaliyetlerinde yer almanın özgüveni ve olumlu hisleri artırdığını gösteren pek çok araştırma var. Burada önemli olan, basit bir para bağışı yapmakla kalmayıp zaman ve emek ayırmanız.

Size yakın gelen bir amaç uğruna çalışan sivil toplum kuruluşlarıyla bağlantıya geçebilir, programınızın ve donanımınızın elverdiği ölçüde yardım faaliyetlerinde aktif olarak yer alabilirsiniz.

İyimser insanlarla görüşün!

Çevrenizde sürekli kötümser insanlar varsa, onlarla çokça vakit geçirmek sizin de bardağın hep boş tarafını görmenize neden olacaktır.
Elbette bu tutumlardaki aile bireylerinizle veya arkadaşlarınızla ilişkiyi tamamen kesmeniz gerekmiyor ancak çevrenizi genişletir, hayata olumlu yanından bakmayı tercih eden kişilerle daha fazla haşır neşir olursanız, sizin de düşünce biçiminiz değişecektir. Bu da, ruh sağlığınızı olumlu yönde etkileyecektir.

Gerçekçi hedefler belirleyin!

Ruh sağlığının en önemli unsurlarından biri de gelecek duyumudur; yani insanın geleceğe dair bazı hedefleri, öngörüleri olması ve bunlardan doğan olumlu bir beklenti hissi.

Bu nedenle eğer hayatta serseri mayın gibi dolandığınızı ve 6 ay sonrasına dair bile bir hayaliniz olmadığını fark ettiyseniz, kendinize bir yaşam planı çıkarın. Zamanla değişseler bile, kısa ve uzun vadeli hedeflerinizin olması gündelik motivasyonunuzu artıracaktır.

Gülün!

Mizah, ruh sağlığının en güçlü koruyucularındandır. Yaşama mizahi bir bakış açısıyla bakabilmek, insanın stres karşısındaki en önemli savunmalarından biridir. Ayrıca kahkaha atmanın nörolojik olarak da olumlu etkileri olduğunu biliyoruz; güldüğünüz zaman hemen biraz daha iyi hissetmeye başlarsınız.

Bu doğrultuda, sizi güldüren insanlarla vakit geçirin. Komik filmler seyredin, stand up gösterilerine gidin. Ve en önemlisi, içinde bulunduğunuz durum ne kadar zor olursa olsun, ondan yüzünüzü güldürecek bir şeyler çıkarmaktan çekinmeyin.

Günlük tutun!

Araştırmalar, günlük tutmanın stresi ve kaygıyı azaltmada oldukça etkili bir yöntem olduğunu gösteriyor.
Ayrıca bazen duygularınızı kağıda dökmek, onlara daha önce hiç bakmadığınız bir açıyla yaklaşmanızı ve çözümün kafanızda aniden berraklaşmasını sağlayabilir. Hem de uzun vadede, ne kadar yol kat ettiğinizi görmüş olursunuz!

Monotonluğu kırın!

Aslında belli bir rutine sahip olmak, tamamen düzensiz bir hayata kıyasla çok daha sağlıklıdır. Bu bir yana, rutin bazen monotonluğa dönüşebilir ve her gün bir diğerinin tamamen aynısı haline gelebilir.
Bu tür durumlarda monotonluğu kıracak ufak değişiklikler yaşamdan yeniden keyif almaya başlamanıza yardımcı olacaktır.

Her öğlen aynı restoranda mı yiyorsunuz? Bu defa başka bir restorana gitmeyi deneyin. Veya kahvecide hep içtiğiniz kahve yerine daha önce hiç denemediğiniz bir tanesini sipariş verin. İşinize farklı bir yol kullanarak gitmek, evinizdeki eşyaların yerleşiminde ufak tefek değişimler yapmak ve hatta daha önce hiç izlemediğiniz bir televizyon kanalını izlemek bile işe yarayacaktır.

Yardım istemekten çekinmeyin!

Hayat zor ve bazen her şeyi tek başınıza sırtlayamayabilirsiniz – buna gerek de yok! Yardım istemek, tıpkı yardım etmek gibi, sosyal yaşamın doğal bir parçasıdır ve stresinizi ciddi ölçüde azaltmaya yardımcı olur.

Yükünüzü paylaşmaya utanmayın. Bu hem yakınlarınızdan hem de uzmanlardan yardım istemek açısından geçerli. Eğer ruh sağlığınızın yeterince iyi durumda olmadığını hissediyorsanız, yardım almak için hastalanmayı beklemeyin.

 

Okan Bal
Uzman Psikolojik Danışman ve Aile Terapisti

Sorunlarınızın Daha Sağlıklı Çözümü İçin
“Online Terapi” Randevusu Alabilirsiniz.

onlineterapim-randevual