Diyet yapmak son yılların en önemli trendlerinden biri. Neredeyse her on kişiden üçü sürekli diyet halinde. Hem güzel, hem kilolu olmak bir arada mümkün görünmüyor.

Kilo vermede yaşanan problemlerden en önemlisi kişinin sıklıkla kilo verme girişimleri olsa da her defasında kiloları hızla geri alması ya da kilo vermek de çok zorlandığını kendini durduramadığını ifade etmesidir. Bu kişilerin belirledikleri tek hedef kilo vermektir. Bu nedenle de diyet yapmak zorlaştığı gibi diyet sonrasında kilolar hızla geri alınmıştır. Bir süre sonra da “ben kilo veremem”,“kilo versem de hemen alıyorum” “yapamıyorum” gibi olumsuz inançlar geliştirmişlerdir. Odak noktası kilo vermek olunca zayıflamak zorlaşmaktadır. Oysa psikolojik diyette beslenme alışkanlıklarını düzenlemek, dürtülerin kontrol edilmesi, kişinin kendini algılayışı, stresle başa çıkma becerileri son derece önemlidir. Bunların düzenlenmesi ile kişi kendini daha iyi hissetmektedir. Doğaldır ki, kendimizi iyi hissettiğimiz durumlar da yaptığımız her iş başarılı olmaktadır

Kilo almaya neden olan en önemli etkenlerden biri kişinin karşı konulmaz bir yemek yeme isteği duymasıdır. Yemek yeme isteği önce bir gerginlikle başlar, gerginlik arttıkça kişi karşı konulmaz bir istek duyar. Bu kişiyi, yemek yemeye yöneltir. Yemek yerken büyük bir haz duyar ancak sonrasın da pişmanlık duygusu hisseder. Özellikle de kilolar arttıkça bu duygu derinleşir. Kişilerin içten gelen bu isteğe direnebilmesi psikojik destekle mümkündür. Kişinin kendi isteklerine ‘hayır’ diyebilmesi kendi kendini kontrol edebilmesi zaman alan bir çalışmayı gerektirir. Sadece kilo vermeyi hedefledğinizde kendi kendinize zarar veren isteklerimize hayır demeyi bu kadar kısa sürede öğrenmemiz mümkün değildir. Bu öğrenilmediği için de kilo verildikten bir sure sonra kişiler tekrar kilo almaya baş- lamaktadır. Aşırı yemek yemesi ve kendisine zarar veren istekleri üzerinde kontrol sağlayan kişide, kendine güven oluşur. Bu da uzun süreli koruyucu etki yapar.

Beslenme alışkanlıkları

Diğer belirlenen hedef de kişinin beslenme alışkanlıklarının değişmesidir. Hedeflenen, kilo vermekten çok yaşam biçimi edinmektir. Kilo ile ilgili sıkıntıları olan kişilerde ilişki problemleri, duygularını ifade edememe sık görülen problemlerdir. Bu nedenle de stresle başa çıkabilmek psikolojik destekli diyette en temel konulardan biridir. Stres yaşantımızın bir parçasıdır. Her an karşılaştığımız bir durumdur. Stresi oluşturan faktörler ayrılık, boşanma, hastalık olabildiği gibi, kendimize koyduğumuz katı kurallar, kendimizi algılayışımız, ya hep ya hiç şeklindeki düşünce şekilleri ve duygularımızı paylaşmakta yaşadığı- mız zorluklar olmaktadır. Bu uyaranlar kişi için rahatsız edici duruma geldiğinde vücut kendini korumaya yönelir. Stresle karşılaşınca stres hormonları salgılanır. Problem çözüldüğü zaman stres belirtileri ortadan kalkar. Stresle baş edemediğimiz zaman vücudun uyumu zorlanır ve kronik stres belirtileri ortaya çıkar. Çarpıntı, baş ağrısı ve bitkinlik dışında en önemli stres belirtilerinden biri mide bağırsak bozukluğu ve sindirim zorluğudur. Bu zorluklar kişinin kilo vermede zorlanmasına neden olur.

Stresle birlikte duygusal belirtiler de ortaya çıkar. Kişi huzursuz, kaygılı, mutsuzdur. Buna sosyal hayatın azalması da eşlik eder. Sosyal hayatın azalması ev içinde geçen zamanın artmasına ve kişinin evde vakit geçirmeyle birlikte yemek yemeye yönelmesine neden olur. Özellikle de gerginliği yiyerek azaltmaya yönelir. Bir süre sonra kilolar artmaya başlayınca bu sefer yemek bir stres kaynağı olur ki, durum işin içinden çıkılmaz hal alır. Bu şekilde baktığımızda psikolojik destekli diyet farklı boyutlarda (sosyal, duygusal ve fiziksel) kişiye destek sağlamaktadır. Stresle baş etmek ve yemekten zevk almak yerine yaşamımızdan zevk almayı bilmek kilo problemlerinin aşılmasında önemlidir. Yaşam içinde insanın psikolojisini etkilemeyen insana ait hiç bir alan yoktur. Kendimizi iyi hissettiğimizde, kendimize güvendiğimizde, kendimizle ilişkili durumlar üzerinde belli bir oranda kontrolümüz olabildiğini gördüğümüzde sorunlarla daha kolay başa çıkarız.