Tikler birden ortaya çıkan, hızlı, yineleyici, ritmik olmayan istemsiz devinimler ve ses çıkarmalardır. Tikler zaman içinde frekansları, karmaşıklıkları, yoğunlukları, nerede sergilendikleri ve süreleri ile ilgili fazlasıyla değişkendir. Bu değişkenlik içinde tikler neredeyse kesintisiz sürekli sergilenebilirken gün içinde birkaç dakika ile de sınırlı kalabilir. Tikler bir süreklilik çizgisi üzerinde 1 – 2 ay süren geniz temizleme ya da göz kırpıştırmadan başlayıp daha ciddi ve hayat boyu devam eden artan ve karmaşıklaşan çoklu devinimsel ve sözel tikleri içerebilir. Tikler geçici ya da kronik tik bozuklukları ile Tourette sendromu altında sınıflanır. Bazı çocuklar geçici ve kısa süreli tikler geliştirirken bazıları uzun süreler devam eden ya da hayat boyu devam eden ve içerik değiştirip daha karmaşık hale bürünen tikler geliştirebilir. Tikler içerikte istemsiz vokal sesleri hatta küfür ve diğer tabu nitelikteki ifadeleri içerebileceği gibi yüzde göz ve ağız hareketlerini ya da kol ve diğer beden hareketlerini içerebilir. Tik bozuklukları olan çocukların duygusal ve ruhsal durumları ele alınırken hem doğal mizaç özelliklerinin hem de çevresel sosyal etkenlerin belirleyici olduğu görülür. Tikler çocuk baskı altındayken, yorgunken ya da altta yatan tıbbi bir rahatsızlık olduğunda artış gösterebilir. Çevresel uyaranlar da tikleri tetikleyebilir. Uykudayken tikler belirgin şekilde azalır ya da hiç görünmez. Erkek çocuklarda tiklerin görülme oranı kız çocuklara göre 3 kat fazladır. Tik geliştiren bir çocuğun yoğun utanç, kaygı ve depresyonuna çoğunlukla sosyal etkenlerin katkıda bulunduğu görülmektedir. Tikleri nedeniyle alay ve küçümsenme gören ve bunlardan kaçınmak isteyen çocukların okula gitmeyi reddetmeleri gündeme gelebilir. Ebevenler tiklerin görünen belirtilerini azaltabilen ilaç tedavisinin çocuklarının bilişsel ve duygusal yaşantılarına olan olumsuz etkileri karşısında ikilemde kalabilirler. Çocukların tikleriyle ilgili düşünceleri çoğunlukla sorunlarının nedenine ilişkin bir kafa karışıklığı içerir. Çocuklar başkalarının davranışlarını kişisel ve kendilerine yönelik değerlendirip kimi zaman baskılayabildikleri belirtileri kontrol edemedikleri için kendilerini suçlayabilirler. Çocuğun çevresindekilerle ilişkileri açısından tikleri olan çocukların kendilik bilincinin oldukça yüksek, akranlarından uzak ve kendilerini yalıtmış olduklarına tanık olabiliriz.

Tik bozukluğu olan çocuklarla öncelikli tedavi hedefi çocukların bu belirtilerini herhangi başka türlü bir özrü kabullenmeleri gibi kabul etmelerine ve utanç duygusunu azaltarak özdeğerlerini ve özgüvenlerini arttırmaya yöneliktir. Geçici tik bozukluğu genelde bir girişim olmadan kendiliğinden geçer. Kronik tik bozukluğu ve Tourette sendromu vakalarında etkinliği belirlenmiş bilişsel ve davranışçı tedavi yöntemleri çocuğun ailesini de dahil edecek şekilde değerlendirilir.