Toplumsal olarak yaşadığımız tüm travmalar, iş ve aile hayatımızla birlikte aslında daima şımartılmaya gereksinim duyan içimizdeki o ego denen küçük şımarık çocuğa birer tokat gibi inmektedir.    Yaşadığımız tüm kaygılarda ve korkularda, bedenimizde meydana gelen fizyolojik gelişmeler, çok yoğun bir enerji birikimine neden olmaktadır. Bunun yansımalarını bedenimiz bize haykırmak istercesine uyarılar gönderir.    Aniden başlayan hızlı nefes alış verişler kendini kalp çarpıntısıyla sarmalar. Kızarma titreme, ateş basması, el ya da ayaklarımızın buz kesmesi buna eşlik eder. İçerdeki bu yoğun enerjinin…