Hz. Âdem’le Hz. Havva’dan beri kadınlarla erkekler aralarındaki farklılıklara şaşırıyorlardır herhalde. Peki, bu farklılıklara rağmen tam bir çift olup birbirimize uyum sağlamak nasıl mümkün? Bekârken müstakbel eşimizi ‘pembe’ bir pencereden gördüğümüzü inkâr edemeyiz. Evlendikten sonraki ‘Sen çok değiştin!’ sitemlerimizi de genelde bu pencereye borçluyuz. Hep mutlu olacağımız, hiç tartışmayacağımız varsayımlarıyla yaşamak, fıtratımıza ters aslında. Çünkü bazen ne yaparsak yapalım, tartışma kaçınılmazdır. Belki işyerinde canımız sıkılmıştır, belki aldığımız bir habere üzülmüşüzdür ama bunu yansıtacağımız, tabiri caizse hırsımızı alacağımız bir kurban lazımdır.…