Soruları hazırlayan iki grup uzman bulunuyor. 60 kişilik ilk grup, ÖSYM’nin kadrolu elemanlarından oluşuyor. Tam zamanlı çalışan bu ekibin içerisinde emekli öğretmenler de var, hiç öğretmenlik yapmayan ancak coğrafya, fizik gibi alanında uzmanlar da var.

Ziyarete yasak bölge

Soruların sızdırılmasını önlemek için ÖSYM’nin üst katında bulunan soru uzmanlarının katına, ÖSYM’nin kendi personeli de dahil hiç kimse giremiyor. Ziyarete yasak hale getirilen kat dışında kesinlikle soru hazırlanmıyor. O katta hazırlanan sorular dışarıya çıkarılamıyor. Soru hazırlayan uzmanlar, eve iş götüremiyorlar.

Ancak asıl temel önlem ‘kişisel güven’. Çünkü soru hazırlayan bir uzman bulunduğu katta hazırladığı soruyu aklında tutup, evde devam ettirebilir, buna ilişkin bir önlem almak mümkün görünmüyor.

Sorular değiştiriliyor

Personel tarafından hazırlanan soruların ham hali değiştiriliyor, rakamlarıyla oynanıyor ve devreye üniversite hocalarından oluşan toplam 100 kişilik ikinci grup giriyor. Genellikle Ankara’da bulunan bu hocalar, hazırlanan soruları gözden geçiriyor. Bilimsellik, anlaşılırlık, dil, ölçme ve değerlendirme açısından incelenen sorular, sınav seti olarak hazır hale getiriliyor. Sorular seçildikten sonra ÖSYM Başkanı da olmak üzere birkaç kişi tarafından okunuyor ve matbaaya götürülüyor.

Matbaada hapis hayatı

ÖSYM’nin kendi binasında soruları hazırlayan sınav ekibine, aylarca bu iş üzerinde çalıştıkları için dışarı çıkma yasağı uygulanmıyor ancak soruların matbaaya girmesiyle birlikte matbaa çalışanlarına kapalı dönem başlıyor. Kapalı dönemin süresi 15-25 gün arasında değişiyor. Bu süre içerisinde matbaa çalışanlarının dışarıya çıkması yasaklanıyor ve dış dünyayla irtibatları kesiliyor. Matbaa içerisindeki çöp bile dışarıya çıkarılamıyor.

Jandarma güvenliği

Matbaanın çevresindeki güvenlik denetimini jandarma yürütüyor. Matbaa çevresinde elektronik karartma yapılıyor. İçeride cep telefonu gibi iletişim araçlarının hiçbiri çalışmıyor. Sorular bu kapalı dönemde basılıyor ve mühürleniyor.

Polis eskortlarıyla sınav merkezlerin

Basılan ve mühürlenen sorular, polis eskortu eşliğinde sınav merkezlerine naklediliyor. Sınav merkezlerine doğru yola çıkan her kamyona polis dışında bir de üniversite öğretim elemanı eşlik ediyor. Soruların saklandığı yerde ayrıca nöbet tutan iki de görevli bulunuyor.

Sınav sonrası kâğıtlar toplanıp, ‘tabut’a gönderiliyor: Sınavın tamamlanmasının hemen ardından tüm sınav merkezlerinden adayların cevap kâğıtları yine polis eskortları ve öğretim üyeleri eşliğinde tek tek zarflanmış bir şekilde toplanıyor ve ÖSYM ‘ye getiriliyor. Merkezde bekleyen ekip, cevap kâğıtlarının bulunduğu bu zarfları kasalara yerleştiriyor. Daha sonra, ağzı kapalı olan zarflar tabut adı verilen ince çekmecelerde tek tek açılıyor, fotoğrafları çekiliyor ve cevapların okunacağı optik okuyucu odasına gönderiliyor.

Optik okuyucu her kâğıdı iki kez okuyor

Adayların cevap anahtarları zarflardan çıkarılarak, optik okuyucu odasına gönderiliyor. Optik okuyucuların her biri saatte 10 bin kâğıt okuma kapasitesine sahip. Adayların kurşun kalemle yaptıkları tüm işaretlemeler, optik okuyucu tarafından bilgisayar ortamına aktarılıyor, her bir adayın kâğıdı iki kez optik okuyucu makinasından geçiyor. İki sonuç birbirini tutmazsa mutlaka üçüncü okuma gerçekleştiriliyor.

Kopya için özel yazılım

ÖSYM’nin kopya çeken adayları belirlemek için kullandığı özel bir yazılım bulunuyor. Tüm adayların cevaplarını bu yazılım programları değerlendiriyor. Bu yazılım sayesinde sınav sırasında kopya çeken adayların bulunduğu sınıflar, sayıları, hangi yöntemlerle kopya çektikleri tespit edilebiliyor. ÖSYM, adayların cevap kâğıtlarını, özel olarak hazırlanan odalarda saklıyor.