Boşanmanın çocuklar üzerindeki etkisi

1.Çocukluk ve ergenlikteki (emosyonel)duygusal davranışlara etkisi
2.Eğitim ve sosyoekonomik düzeye etkisi
3.Agresif,antisosyal ve suç içeren davranışlar üzerine etkisi
4.Beden sağlığı ve gelişimine etkisi
5.Ruh sağlığına etkisi
6.Madde kötüye kullanımına etkisi
7.Ergenlik ve yetişkinlikte aile ve diğer ilişkilere etkisi.

Uzun dönemli yapılan çalışmalarda parçalanmış aile çocuklarında diğerlerine göre sosyal,psikolojik, ve fizik gelişimde olumsuz yönde belirgin farklar var. Bu çocuklar ileri yaşlarda evlilik hakkında kaygı duyuyorlar veya evlenmeyi daha az istiyorlar ya da başarılı bir ilişki kurma konusunda karamsar oluyorlar.

Anne-babası ayrılmış çocukların neler hissettiklerini araştırmak için yapılan çalışmalarda; çocukların ayrılmadan sonra en çok üzüntü, sıklıkla öfke ve şaşkınlık duygularını yaşadıkları görülmektedir. Öfke bazen ayrılmaya sebep olmuş gibi görünen ebeveyne yönelmektedir. Küçük çocuklar içinse evden ayrılan yetişkin boşanmayı başlatan kişi olarak algılanmaktadır. Bazı çocukların anne-babasının ayrılmasından dolayı kendilerini suçladıklarını gösteren bazı çalışmalar vardır. Bununla beraber bir çalışmada ise kendilerini anne-baba ayrılığından dolayı suçlayan çocukların oranı sadece yüzde beş olarak bulunmuştur. Çocukların ayrılma sebebini bilip bilmediklerini araştıran bir çalışmaya göre, çocukların sadece %20-30′ u anne ve babasının ayrılma sebebini söyleyebilmektedir. Ebeveynlerin boşanmasından sonra çocuk için en erken değişiklik; genellikle baba olmak üzere yetişkinlerden birinin fiziksel yokluğudur. Çocuklar anne-baba arasındaki çatışmaya, kendilerinde oluşan çok büyük bir sıkıntıyla cevap vermektedirler.Bu çatışmanın çocuklar üzerindeki etkisi çok net olarak görülebilmektedir. Çocuklar, kendilerine yönelik bir içsel şiddet ortaya koyarlar. Bu da agresyon, davranış problemleri, anksiyete, okul problemleri, dikkat eksikliği ve somatik yakınmaları içeren bir dizi sonuca yol açmaktadır. Yakın zamanda yayınlanmış çalışmalarda boşanmış aile çocuklarındaki (ve de böyle ailelerin ergenlerindeki) problemlerin altta yatan en önemli nedeninin ayrılığın kendisi olduğu tesbit edilmiştir. Ayrıca anne-baba arasındaki fazla miktardaki çatışmanın çocuk üzerindeki olumsuz etkisinin boşanmadan daha fazla olduğu bulunmuştur. Ülkemizde ergenler üzerinde yapılan bir çalışmada yüksek anne-baba çatışması olan ailelerin çocuklarında, düşük çatışma olan ailelere göre daha kötü etkilerin oluştuğu gösterilmiştir. Yine aynı çalışmada anne-baba arasındaki çatışmanın çocuklarıyla olan ilişkilerine de yansıdığı belirtilmektedir.

BOŞANMA SONRASI AİLE FERTLERİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER :

Boşanma sonrası aile hayatındaki değişikliklere tesir eden etkenler 4 grupta toplanabilir. Bunlar şu şekilde özetlenebilir:

1.Çocukların beraber yaşadığı ebeveyni ile olan ilişkisinin kalitesi.
2.Her iki ebeveyn arasındaki çatışmanın devam etmesi.
3.Ailenin ekonomik durumu.
4.Çocukların beraber yaşamadıkları ebeveyn ile görüşme sıklık ve kalitesi.

Çocukların durumu ve beraber yaşadıkları yetişkin ile ilişkileri : Çeşitli sıkıntılardan sonra boşanma meydana geldiği için beraber yaşadıkları ebeveyn ile çocuk arasında birtakım zorluklar gözlenmiştir.

Çocukların durumu ve ebeveynler arası çatışma : Boşanmış ailelerde, beraber yaşanan ebeveyn ile çocuk ilişkisinde bir takım sıkıntılar olduğu gibi, ebeveynler arası çatışma da çocukların psikolojisi üzerine olumsuz etki yapmaktadır.

Ayrı yaşayan anne yada babanın çocukları ile sosyal teması : bir çalışmada ayrı yaşayan ebeveynin biyolojik çocukları ile temas düzeyindeki cinsiyet farkı araştırılmıştır. 1988-1987 yılları Amerikan Ulusal Aile Araştırma verileri ile ayrı yaşayan ebeveynler ile bizzat görüşerek bu çalışma yapılmıştır. Ayrı yaşayan anne veya babanın göreceli olarak çocukları ile teması düşük bulunmuştur. Çocuğun, evden ayrı yaşayan ebeveyn ile görüşmesi değişik faktörlerden etkilenmektedir. Toplumsal beklentiler veya anne yada babanın çocuktan ayrılma şekli bu durumu etkilemektedir.

Sonuç olarak yapısal ve duygusal faktörler ayrı yaşayan anne yada babanın biyolojik çocukları ile temasını etkilemektedir. Çocuklarından ayrı olan anneler babalara göre daha sık çocukları ile görüşmektedirler. Çünkü toplum anneden böyle bir beklenti içindedir. Çocukları ile beraber yaşayan anneler yine çocukları ile beraber yaşayan babalardan daha çok çocuklarına sahip çıkmaktadırlar. Yakın zamanlı bazı çalışmalar göstermiştir ki, ayrı yaşayan ve yeniden evlenen babanın fiziksel olarak çocukları ile görüşmesi belirgin olarak azalmaktadır.

Aile kişinin sadece kendisi olduğu için sevildiği bir yerdir. Ona sahip çıkmak ülkeye ve bu ülkenin geleceğine sahip çıkmak demektir. Milletler aileler ile yaşar. Dağılmış aileler ruh sağlığı açısından ciddi bir risk sunmaktadırlar.