İnsanlarda sıklıkla görülen bir beklentidir anlaşılmak. “Herkesin kendisini anlaması, kendisine hak vermesi ve gerektiğinde kendisini anlayışla karşılaması” dır. Herşey karşıdakinden, başkasından ve dışarıdaki insanlardan beklenir. Bu beklentiler hemen her insanda az-çok görülür. Ancak her türlü koşula rağmen her şey insanın kendi zihnindedir. Dışarıda olup bitenler bizleri mutlaka ilgilendirir. Ama olup bitenler arasından neyi /nasıl/ niçin algıladığımız bizlerle ilgilidir. Algıladıklarımızı yorumlayan biziz. Kendimizle ve çevremizle yaşadığımız sorunları artırmak ya da azaltmak ya da hayatı daha doyumlu yaşamak için kendimizi tanımamız ve anlamamız çok önemli olmaktadır.
Kendini tanımak her zaman bilinçdışında olanları bilmek olarak düşünülür. Bilinçdışı/ bilinçaltı denildiğinde ise insanın kendisiyle ilgili bilinmeyen gizli şifrelerin olduğu ayrı bir insandan bahsediliyor gibi algılanır. Oysa ne bilinçaltı/ bilinçdışı böyle bir şifreleme alanıdır ne de kendini tanımak bilinçdışında gizlidir. Bilinçli olan zihnimiz ile bilinçdışı olan zihnimiz birbirinden çok farklı değildir. Ancak kendini tanımak denildiğinde insanın kendisiyle ilgili güçlü ve zayıf yönlerinin tanınması, amaç hedef ve yaşamdan beklentileriyle ilgilidir. Kişinin kendisinde olanların farkında olması, duygularını tanıması, hangi durumlarda ne hissediyor olduğunu fark etmesidir. Kişinin amaç ve değerlerini bilmesi tanımasıdır.
İnsanın ruhsal özelliklerini tanıması ise bedensel özelliklerini tanımasına göre daha zor gerçekleşebilen bir durumdur; ancak uzun süreli, sabırlı ve direşken bir çaba ile elde edilebilir. Diğer yandan kendini tanıma sınır olmayan/sonu olmayan bir süreçtir. Sınırı olmaması da insanın doğasından kaynaklanır. İnsan zihninin işleyişi ve bilinçdışına bastırma ve orada tutma düzeneği, insanın bütünüyle kendini tanımasını engeller. Kendini tanımanın en yüzeysel şekli, kişinin hangi durumda nasıl davranacağını, ne tür duygular yaşayacağını bilmesidir. Bundan ötesi ise katman katman ruhsal dinamiklerin çözümlenmesini içerir. Bu çözümleme hem bilinçdışı, hem bilinç öncesi, hem de bilinçli ruhsal süreçlerin ele alınması ve bu ruhsal süreçler arasındaki ilişkilerin görülmesi ile mümkündür. Bu durumda bilinçli ve bilinçdışı yönleriyle insanın kendini tanıması ve bilmesi için bilinçdışı ile iletişim kuran yöntemler ve teknikler işlev görecektir. Bursa psikolog ve Psikolojik danışmanlık merkezi olarak farklı yöntemler ve teknikler uygulanarak kişinin önündeki engelleri tespit etmesine ve önündeki engelleri kaldırmasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Eft, Hipnotik trans, Emdr, projektif teknikler gibi yöntemler bu açılardan değerlendirilebilir.
Kendini tanıma sanıldığından zor bir süreçtir. İnsanın kendi davranışlarını gözlemesini, yorumlamasını ve yorumlarının doğruluğunu sonraki yaşantıları ile sınamasını; en azından belli dönemlerde kendisini ve başkasını yargılamayı bırakmasını, dürüst olmasını karşılaşacakları ile cesurca yüzleşebilmesini ve yaşadığı duygulara katlanabilmesini gerektirir. İnsanın kendini tanıma sürecinde zaman zaman başkalarının değerlendirmelerini alması ve diğer insanlar üzerinde yarattığı etkileri gözlemesi yararlı bilgiler vermektedir. Bu zor yolculuk için cesaret gösteren ve emek harcayanlar, çabalarının ürünlerini daha nitelikli ve doyumlu insan ilişkileri kurarak alırlar.
Kendini daha iyi anlamak ve tanımak isteyen birçok kişi, insanın çeşitli psikolojik özelliklerini değerlendirmek amacıyla hazırlanan anket ve ölçeklere başvuruyor. Bu tür anket ve ölçeklerin yararlı bilgiler verebilecek olmalarına karşın, tek başlarına belirleyici olmadıkları akılda tutulmalıdır. Özellikle bilimsel yöntemlerle hazırlanmamış anketlerde ortaya çıkan sonuçların olsa olsa bir ipucu gibi düşünülmesi ve bunun doğruluğunun günlük yaşamda sınanması gerekir.
Kendimizle ilgili “farkında olduğumuz”, “farkına varabileceğimiz” ve “hiçbir zaman farkına varamayacağımız” şeyler vardır. Kendini tanıma süreci, farkında olduklarımızı daha iyi anlamak ve anlamlandırmak, kendimizdeki daha çok şeyin farkına varma sürecidir. Kendini tanımak isteyen kişinin yaşadığı duyguları, aklından geçen düşünceleri ve davranışlarını gözden geçirmesi, bunların kaynaklarını, ortaya çıkışını ve sonuçlarını görmeye çalışması gerekir. İnsan biyolojik, psikolojik ve sosyal özelliklerin bileşkesinden oluşan bir canlıdır.