Birçok kişinin günlük başına gelen birçok duruma göre kendileri hakkındaki hisleri ve düşünceleri değişkenlik gösterebilir. Sınavdan aldığınız sonucun başarı derecesi, arkadaşlarınızın size karşı tavırları, romantik ilişkilerinizdeki iniş ve çıkışlar gibi her durum sizin üzerinizde geçici bir etki bırakır.
Özgüven ise bu tarz durumlarla bağlantılı olan iniş ve çıkışlardan biraz daha bağımsız ve daha temel bir olgudur. İyi bir özgüvene sahip kişilerin günlük deneyimler karşısında yaşadığı inişler ve çıkışlar, kendileri hakkındaki düşüncelerini belirli bir ölçüde etkiler. Ancak bunun tersi olarak özgüveni düşük olan kişiler için günlük dalgalanmalar, kişinin kendisini nasıl gördüğünü önemli derecede etkilemektedir.
Az ve Sağlıklı Özgüven
Özgüveni düşük olan kişilerin kendileri hakkındaki düşünceleri genellikle o an için neler yaptıkları ile yakından ilişkilidir. Kendilerini üzecek veya sıkacak hislere karşı gelebilmek için pozitif dış deneyimlere (arkadaşların kendini övmesi, saygı göstermesi vb.) ihtiyaç duyarlar. Hatta o zaman bile iyi düşünceler (iyi başarı notu veya övgü gibi) genellikle geçici niteliktedir.
Sağlıklı bir özgüven ise kişinin kendine verdiği gerçek değer ve kendini kabullenmesi temeli üzerine dayanır. Bu aynı zamanda kişinin güçlü ve zayıf yanlarını bilip kabul etmesi ve kendisinin dış dünya tarafından değerli olduğunu bilmesi anlamına gelir.
Özgüven Nasıl Oluşur?
Özgüven, kişinin diğer insanlarla olan deneyimleri ve aktiviteleri sonucunda oluşturduğu kendi imajının yansıması olarak gelişir. Kişinin çocukluk dönemi boyunca yaşadığı deneyimler özgüvenin şekillenmesinde en önemli paya sahiptir. Büyüme sırasında elde edilen başarılar, başarısızlıklar ve ailenin, öğretmenlerin, ekip arkadaşlarının ve önem verilen etraftaki tüm kişilerin kişiye davranış şekli özgüveni şekillendirir.
Sağlıklı bir özgüvene katkıda bulunan çocukluk deneyimleri şöyledir:
• Çocuğun sözünün dinlenmesi
• Çocuk ile saygılı konuşulması
• Çocuğa yeterli ilgi alaka gösterilmesi
• Çocuğun başarılarının farkına varılması ve hatalarının kabullenilmesi
Çocuğun özgüvenini azaltacak deneyimler:
• Sert bir şekilde eleştirilmesi
• Fiziksel, duygusal veya seksüel olarak kötüye kullanılması
• Görmezden gelinmesi ve aşağılanması
• Her şeyi mükemmel yapması beklenmesi.
İç Sesiniz Ne Söyler?
Her zaman üzerinde düşünmediğimiz konular dahil yaşadığımız geçmiş deneyimler “iç ses” formunda hayatımızı etkilemeye devam eder. Her ne kadar her kez bu sesi aynı şekilde duymasa da, herkese çocukluğundan gelen sürekli mesajlar benzer yollarla iletilir. Sağlıklı bir özgüvene sahip olan kişiler, iç sesinden gelen mesajları genellikle kabullenir ve güven tazeler. Ancak özgüveni düşük olanlar için iç sesten gelen bu mesajlar çok kırıcı olup, kendi hatalarını cezalandırıcı ve kendini küçültücü nitelik taşır.
Düşük Özgüvenin Üç Yüzü
Düşük özgüvenin fark edilmesi her zaman kolay olmayabilir. Düşük özgüveni gösteren durumlar aşağıdaki gibidir:
Dolandırıcı: Mutlu ve başarılıdır ancak hata yapmaktan son derece korku duyar. Sürekli başarma ihtiyacı duyar. Bunun sonucunda mükemmeliyetçilik, yarışma isteği ve her şeyi bir anda silme gibi problemlerin doğmasına yol açar.
İsyankâr: İnsanların (özellikle önemli ve güçlü kişiler) kendileri hakkındaki düşünceleri ve fikirleri önemli değilmiş gibi davranır. Yeterince iyi hissetmesini engelleyecek bir öfke ile yaşarlar. Sürekli insanların kendilerine karşı yargılamalarını ve hükümlerini önemsemediklerini kanıtlamaya çalışırlar. Bu durum, diğerlerini aşırı suçlama, kuralları ve yasaları çiğneme isteği ve otorite karşıtlığı gibi problemler yaratabilir.
Kurban: Aciz ve dünyanın dertleri ile başa çıkamayacak gibi davranıp, birinin gelip kendilerine yardım etmesini beklerler. Kendine acıma ve önemsizliğini sorumluluk alma ve kendi hayatını değiştirme gibi konulara karşı duyduğu korkudan kendini koruması için bir kabuk olarak kullanır. Sürekli olarak kendini yönlendirmesi için birilerini ararlar ve bu durum, iddiasızlık, başarısızlık ve kişilerle iletişimde başkalarına bağımlı olma gibi problemler yaratır.
Düşük kendine güvenin sonuçları:
• Kendine güvenin az olması kişi üzerinde yıkıcı bir tahribat yaratabilir. Bunlar:
• Endişe, stres ve yalnızlık oluşturması.
• Romantik ilişkilerde ve arkadaşlıklarda problemler yaratması.
• Akademik ve iş performansını ciddi şekilde sekteye uğratması.
Kendine güveni geliştirmenin üç adımı:
Çok hızlı ve kolay bir değişim süreci olması pek olası değildir. Ancak kişinin öncelikle değişime inanması gerekir. Bundan sonraki aşamada izlenebilecek üç adım aşağıdaki gibidir
1. Adım: İçinizden gelen sese kulak vermeyin.
Kişinin kendine güvenini arttırması için yapması gereken ilk şey sürekli negatif mesajlar gönderen iç sese meydan okumasıdır. İç sesten gelen eleştiriler ve bunlarla başa çıkma yöntemlerine birkaç örnek şu şekilde olabilir:
İnsafsızca kırıcı olan iç eleştiri: “İnsanlar benim sunumumu iyi bulduklarını söylüyorlar ancak olması gerektiği kadar iyi olduğu hiç olmadı. İnsanların yüzüme gözüme bulaştırdığımı fark etmediğine inanamıyorum. Bu konuda tam bir dolandırıcıyım.” Karşı duruş: “Herkes çok beğendi. Belki tam anlamıyla mükemmel değildi ancak bu sunum için çok çalıştım ve iyi iş çıkardım. Kendimle gurur duyuyorum.”
İç ses hayalci bir üslupla genelleme yapar:“Testten F alışım. Bu derste anlatılan hiçbir şeyi anlayamıyorum. Tam bir idiyot gibiyim. Neden bu kadar aptalım? Artık bu derside bu okulu da bırakıp gitmeliyim.” Karşı duruş: “Bu testten çok düşük not aldım ancak ev ödevlerimi sorunsuz bir şekilde tamamladım. Anlayamadığım birkaç konu var ama daha fazla çalışırsam onları da anlayabileceğimi düşünüyorum.”
İç sesten saçma fikirler çıkar: “Çok kızgın görünüyor. Bana hiçbir şey söylemedi ama bunu benden hoşlanmadığı için yaptığını biliyorum.” Karşı duruş: “Çok kızgın görünüyor ancak benimle bir alakası yoktur sanırım. Belki de kendisine sormalıyım.”
İç ses kıyamet habercisi olur: “ Buluşma için beni aramadı. Çok utangacım ve kimse beni sevmiyor. Hiçbir zaman bir sevgili bulamayacağım. Hep yalnız kalacağım.” Karşı duruş: “Sanırım benimle buluşmak istemiyor. Ancak o olmazsa başkası olur. Nihayetinde beni beğenip benimle ilgilenecek birileri ile muhakkak karşılaşacağım. “
2. Adım: Kendinize merhamet etme alıştırması yapın
İç sesinizden gelen eleştirileri göz ardı etmek çok önemli bir adımdır ancak tek başına yeterli değildir. Kendinize merhamet etme alıştırması bir anlamda başkalarına karşı olan davranışlarınızda oluşturduğunuz empatiyi kendiniz için de gerçekleştirmeniz demektir. Bir arkadaşınız zor zamanlardan geçtiği zamanlarda, yüksek ihtimalle ona daha fazla ilgi gösterip desteklersiniz.
Aynı muameleyi kendiniz de hak ediyorsunuz. Özellikle zor zamanlardan geçerken kendinizi değerlendirmeye odaklanmak yerine işler zora girdiğinde kendinizi anlamaya ve kendinizle ilgilenmeye çalışın. İstediğiniz şeyleri yapamadığınız zaman kendinizi affedin. Kendinizi eleştirmek yerine nazik davranmayı deneyin. İnsan olduğunuzu ve insanların hata yapabileceklerini aklınızdan çıkarmayın. Hislerinizin farkında olarak herhangi bir durumda kötü hissettiğiniz zaman, kendinizi dengeli bir şekilde bu acıyı yaşaması için serbest bırakın.
3. Aşama: Diğerlerinden yardım alın.
Diğer insanlardan yardım alma konusu, bir insanın özgüvenini geliştirmesi için en zor ama en önemli aşamalarından biridir. Özgüveni düşük olan kişiler genellikle başka insanlardan yardım talep etmezler çünkü bunu hak etmediklerini düşünürler. Fakat diğer insanlardan alınan yardımlar geçmiş deneyimlerden gelen negatif mesajlara meydan okumak için çok önemli bir fırsattır.
Kaynakça:
http://www.utexas.edu/student/utlc/
Self-Esteem: A Proven Program of Cognitive Techniques for Assessing, Improving and Maintaining Your Self-Esteem by McKay, Matthew and Patrick Fanning.
Born to Win: Transactional Analysis with Gestalt Experiments by James, Muriel and Dorothy Jongeward.