Günümüzde yeni bir kavramla karşı karşıyayız: Ön Ergenlik. Beslenme değişiklikleri ve sosyal uyaranların ergenlik yaşını öne çekmesiyle ortaya çıkan bir kavramdır.

Pek çok araştırmacı, hekim ve eğitimci tarafından ergenlik dönemi kız çocuklar için 11 -13 yaş arası, erkek çocuklar için ise 13 – 15 yaş olarak belirtilmişse de son yıllarda gerek beslenme şekillerindeki değişiklikler, gerekse sosyal ve duygusal uyaranlar ergenlik yaşının daha aşağılara inmesine neden olmuştur. Günümüzde kız çocuklarında 9 -11 yaş, erkek çocuklarında ise 11 -13 yaş aralığında ergenlik belirtileri görülmektedir.

Ön ergenlik dediğimiz bu devrede ortaya çıkan fiziksel değişiklikler, boy uzaması, hormonsal değişiklikler, tüylenme vb. değişimlerin yanı sıra çocuk duygusal değişiklikler de yaşar ki çocuğu ve ebeveyni en çok zorlayan aslında duygusal ve sosyal alandaki değişikliklerdir. Bu değişimlerin ortaya çıkışıyla birlikte hem çocuk, hem de yetişkin hemen hemen aynı soruyu sorar: “Çocuğuma ne oluyor?” ya da “bana ne oluyor?” Bu değişikliklerin ortaya çıkardığı birincil duygu ise kaygı ve endişedir. Oysa bütün sorunları çözümlemekte olduğu gibi burada da öncelikli olarak yapılacak şey, sakin ve soğukkanlı olmaktır. Bu süreçte duyguları iyice karmaşıklaşan çocuğun en çok ihtiyaç duyduğu şey, anne babasından alacağı destektir.

Nasıl davranmalı?

Ön ergenlik dediğimiz dönemdeki belirtiler çocuktan çocuğa farklılık gösterir (Göğüslerin büyümeye başlaması, adet görme zamanı, tüylenme, sesteki değişiklik, hormonsal değişiklikler dolayısıyla terlemedeki artış, yüzde sivilcelenme, öz bakımda isteksizlik ve yetersizlik vb.) Bu dönemi yaşayan çocukların mümkünse önceden bilgilendirilmeleri gerekir.
Ergenlik özellikleri benzer hatta aynı olsa da her bireyin ergenlik dönemini yaşayışı, aile yapısına, ailede gördüğü kabul ya da davranışa göre değişebilir. Bu dönemde kemik ve kas koordinasyonu henüz sağlanmamıştır, yani kaslar ve kemikler hızla değiştiği için, birey el kol hareketlerini koordine etmekte zorluk yaşayabilir. Sakarlıklar yapabilir, beceriksiz davranabilir.

Çocuk bu değişiklikleri yaşarken anne – babalar ne yapmalı?

  • Bu dönem hakkında detaylı bilgi edinmeli, çocuğun duygusal ve fiziksel olarak ne gibi değişiklikler yaşayacağı hakkında bilgi sahibi olmalı.
  • Bu dönemin çok kısa sürmeyeceğinin, öğrendiği bilgilerin hemen her şeyi çözmeye yetmeyeceğinin bilincinde olmalı.
  • Bu dönemde çocuğun sergileyebileceği olumsuz tutumlar ya da isyankâr davranışlar karşısında soğukkanlılığını kaybetmemeli.
  • Bu dönemde güven temelli iletişimin çok önemli olduğu unutulmamalı,
  • Kabul, anlayış, olumsuz eleştirilerden kaçınma, duyguları anlama ve kabul etmenin çok önemli olduğunun bilincinde olunmalı.
  • Ergenlik döneminde aile, okul ya da sosyal çevrenin aşırı denetimi ve kontrolü, çocuğu, genci isyana, olumsuz düşünce ve davranışlara yöneltebilir. Bu yüzden kontrol mekanizmaları çocuğun üzerinde yoğunlaştırılmamalıdır.
  • Ergenlik döneminde çocuğun öz bakım konusunda şikayetçi olduğunu duyarız. Yüzündeki sivilcelere, vücudundaki değişikliklere ayak uydurmakta zorlanan genç, zaman zaman temizlik ve öz bakım konusunda isteksiz davranabilir. Sivilcelerin yarattığı görüntü, terleme ve buna çözüm arayışı sonrasında yaşadığı moral bozukluğu ve kendinden memnun olmama duygusu, bazılarında mutsuzluk ve içe dönüklük yaratırken, bazıları da bu konuda çok daha gayretli, öz bakım konusunda da daha dikkatli olabilirler.
  • Genellikle çok küçük yaşlarda çocuklarının yetenek ve ilgilerini geliştirmek için çabalayan ebeveynler, ön ergenlik döneminde akademik kaygılar nedeniyle çocuğun yetenek ve ilgilerini ihmal edebilirler. Oysa gerçekte ön ergenlik döneminde ihtiyaç duyulan bu gibi faaliyetlerin ciddiyetle sürdürülmesinde yarar vardır. Çocuk ya da gencin bu dönemde katılacağı faaliyetlerin hem uygun sosyal ortam yaratmada, duygusal olarak iyi hissettirmede, hedef oluşturmada, mücadele etme ve sosyal beceri geliştirmede son derece yararlı ve geliştirici olacağı açıktır. Özellikle de sağlıklı arkadaş seçimi için yetenek ve becerileri doğrultusunda yönlendireceği çalışmaların faydası ilerleyen yaşlarda ortaya çıkacaktır.
  • Sanat, spor, kültür, yetenek vb. yönlendirmelerin en önemli olduğu dönemler, ilk çocukluk ve ergenlik dönemleridir. İlk çocukluk döneminde çocuğun yeteneğini keşfetmek, sosyal çevresini genişletmek açısından önemli olan bu faaliyetler, ergenlik döneminde ise iletişim becerileri geliştirmek, kendisini herhangi bir alanda yeterli ve değerli hissetmesini, sağlıklı bir sosyal çevre oluşturmasını sağlamak açısından çok önemlidir. Ergenlik döneminde çocuğun yetenek ve hobilerini izleyerek bu konuda teşvik etmek ve desteklemek de bu dönemin sağlıklı geçişi açısından son derece önemlidir.